Bedenimiz, bizim dış dünyayla bağlantı noktamızdır. Onunla ifade ederiz her şeyi; mutluysak vücudumuz da güler; dimdik yürürüz, kendimizden eminizdir. Üzgünsek; omuzlarımız düşer, belimizi bükerek yürümek isteriz. Hele bir de sinirliysek o ayaklar yere sert basar, dişler sıkılır.
Devamı...
Bedenimiz bizi, çevremize anlatır; çevremiz de bizi, bize anlatır. Biz ne kadar mutluysak, pozitif ve enerjiksek çevremiz de bundan o kadar etkilenir. Turuncu rengi de tam bunu anlatır; dışa dönüklüğü, mutluluğu, kendine güveni. Aynı zamanda da Sakral çakramızın (Pelvis çakrası) rengidir; arzularımızı simgeler!
Bedenimiz ne kadar sağlıklıysa, ne kadar dikse, ne kadar ağrısızsa biz o kadar mutlu oluruz; kendimize güvenimiz artar, yürüyüşümüz hatta konuşmamız bile değişir. Fiziksel ağrıların vermiş olduğu rahatsızlıklar; nedense hep göbek çevresinde (pelvis çakrası bölgesi) birikmiş kilolar; basen bölgelerinde biriken hareketsizlik emareleri… İşte bunlar bizi fiziksel olarak mutsuz eder, kendine güvensiz kılar ve hatta hasta eder.
İşte buradaki amacım vücudunuzu analiz ederek; sıkışmış, kısalmış, çalışmayan, fazla çalışan kasları bulup ortaya çıkarmak ve sonrasında onlara olması gereken boyutlara ve çalışma düzeyine getirerek kişinin kendini sevmesinin; bedenini sevmesiyle başlamasına yardımcı olabilmektir. Özellikle skolyoz ve çocuk-ergenlerdeki beden duruş bozuklukları üstüne çalışarak “ağaca yaşken dik durmayı” öğretmeyi amaçlamaktayım! Aynı zamanda da 3-6 ay ve 6-9 ay bebeklerde; “bebek jimnastiği” çalışmalarımla vücuttaki şekillenmenin ve kuvvetlenmenin ilk basamaklarının atıldığı bu evrelerde vücuda doğru alışkanlıklar kazanılmasını sağlamaya çalışıyorum.
Kapat